Dada sizi şehirden uzaklaşmaya çağırıyor. Eski İstanbul-İznik yoluna sapmaya, apansız ana yolu terk edip bir yan yola direksiyonu kırmaya, o yan yolun sonunda bir ormana varmaya, o ormanda durup düşünmeye, nefes almaya, yavaşlamaya çağırıyor. Doğanın ve doğal olanın, hikâyeli olanla buluştuğu, bildiğimiz tanımlamaların dışında bir kolektif Dada Uzak Orman, kapılarını açıyor.

Kuzguncuk’ta bir köşkte konuşlanmış küçük antika dükkanı Dada Kuzguncuk’tan doğan Uzak Orman, İstanbul’a arabayla 1 saat mesafede geniş bir arazinin içinde yer alıyor. Kompleksin içinde Aslı-Hakan Şekerci çiftinin 25 yılı aşkın süredir biriktirdikleri antikaların sergilendiği ve satıldığı bir müze, 4 misafir evi, özel etkinlikler için kiralanabilen bir restoran ve tarım yapılan alanlar bulunuyor. Dada Uzak Orman, kendine yetecek kadar ve kendi için üretme prensibiyle içinde bir de küçük çiftlik barındırıyor. Kendi sütünü üreten, yaban mersini ve lavanta tarlalarına ev sahipliği yapan komplekste ayrıca barınaktan sahiplenilmiş 10’u aşkın köpek de özgürce yaşıyor.

Dada’nın zengin antika koleksiyonunun sergilendiği müze alanı, içinde eski değirmenlerden antika arabalara, tarım araç gereçlerinden eski sinema malzemelerine uçsuz bucaksız bir seçki sunuyor. Bu koleksiyon için özel olarak inşa edilen ve tam teşekküllü bir mutfağa da sahip olan hangar, özel davetler için kiralanabiliyor. Bu alanda yer alan, 1920li yıllarda Amerika’da kullanılan bar modellerinden ilhamla üretilmiş 7 metrelik bar mobilyası da servis için kullanılıyor.

Antikaların yanı sıra özenle seçilmiş ve konforlu parçalarla dekore edilen 4 misafir evi, lüks değil gusto sahibi bir konaklama deneyimi sunmak üzere 2023 yılı içinde hayata geçmek üzere hazırlanıyor. Birbirinden bağımsız tasarlanan, ziyaretçilerine bir ormanın içinde ve kendileriyle baş başa olduklarını hatırlatmak üzere inşa edilmiş müstakil yapılar, önceden rezervasyon ile misafirlerini kabul ediyor olacak.

Dada Uzak Orman bir hayalin vücut bulmuş, başkalarıyla paylaşılmak ve çoğaltılmak üzere gerçeğe dönüştürülmüş hâli, bir sakinleşme çağrısı; bir eskiye sahip çıkma, tüketmeyi sınırlama, temiz üretmeyi hatırlama daveti. Çok sevdiğimiz Ursula K. Le Guin’in “Dünyaya Orman Denir” kitabındaki bir ütopik ormanda yaşayan bir yerli halkın dilinde “dünya” ve “orman” kelimeleri için tek bir sözcük bulunması, bunların eşanlamlı olması fikrinden yola çıkan, içinde kaybolmak için tali yola sapanlara iyi gelmeyi amaçlayan bir küçük dünya. Yahut bir küçük orman. Hangi sözcüğü tercih ederseniz.